Asırlar boyu sıradışı güzelliklerin kutsadığı ebedi mavilikler ülkesi.
İnsanlık tarihinden zengin izler barındıran bir arşiv, büyük bir kütüphane…
Geçmiş yaşamların ayak izleri ve yarımadayı bir uçtan diğerine bezeyen tarihi eserler, kalıntılar, mabetler…
Çağların getirdiği eşsiz birikimi ve doğanın cömert elleri ile dokuduğu masmavi bir düş.
Yarımadanın bilinen en eski sakinleri Leleglerden günümüze ışık tutan Pedasa Antik Kenti.
Pedasa Antik Kenti, Konacık’ın bakir kalan tepelerinde, yeşilin envai tonunun sarmaladığı Gökçeler mevkiinde yer almaktadır. Kent Halikarnassos Yarımadası’nın en önemli Leleg yerleşimini oluşturmaktadır. Antik kaynaklarda izini sürdüğümüz Pedasa, ilk olarak Homeros’un İliada destanında “Altes kralıdır savaş sever Leleglerin, Satnioeis kıyılarında Pedasos’u tutardı elinde” dizeleriyle anlatılır. Heredot ise, bu eşsiz uygarlığı “Savaş başlığının üzerine konan sorguçu, kalkan üzerine işaretler kazımayı ve kalkanı tutmak için kulp yapmayı icat edenler” olarak anlatmaktadır.
Tarihe çok iyi taş ustaları ve savaşçı olarak geçen Lelegler, harç ve kireç kullanmadan yaptıkları mimari yapılar ile tanınmaktadırlar. Leleg yapıları binlerce yıl geçmesine ve Yunan uygarlığının tüm baskılarına rağmen silinmeyen izler olarak günümüze ulaşmıştır. Tapınağı, farklı türdeki anıtsal tümülüsleri (taş mezarları), saray kalıntıları, kuleleri, yolları, surları, nekropolü, tarım terasları, çiftlik binaları, akropolü, kale duvarları ile Pedasa; Konacık sırtlarından Torba Limanına dek uzanan geniş bir alana yayılarak, Leleg yerleşiminin tüm özgün niteliklerini bünyesinde barındırmaktadır. Temelinde hiçbir bağlayıcı malzeme kullanılmayan Pedasa Antik Kenti Lelegler tarafından yontulan taş bloklarının üst üste dizilmesi ile kurulmuştur. 2008 yılında başlayan kazı çalışmaları sonrasında, önemli arkeolojik keşiflere sahne olarak bilim dünyasında Bodrum’un sesi olmuştur.
Pedasa kazılarında ilk olarak ortaya çıkarılan Athena Tapınağı, antik dönemin en önemli kutsal kült merkezlerinden biri olma özelliğini taşımaktadır. Tapınak, kentin girişinde Pedasa ziyaretçilerini karşılayan ilk yapı olmasının yanı sıra yarımadanın en eski ve bilinen ilk tapınağıdır.
Athena Kutsal alanına dair Herodot’un kaleme aldığı öykü şu şekildedir; Pedasesliler'in başına kötü birşey geleceği zaman buradaki rahibin sakalları uzamaktadır ve bu durum kent tarihinde 3 kez tekrarlamıştır. Yapıdaki M.Ö. 7. yüzyıla ait buluntular alanın en azından bu dönemden itibaren kutsal kimliğe sahip olduğunu belgelemektedir. Karakol binasının kuzeyinde Athena Kutsal Alanı'na yönelen “kutsal yol” yer almaktdır. Kentteki akropol'de geniş bir yerleşim planı vardır. Yukarı Kale yaklaşık 200 mt. uzunluğunda olup iç surlar ve kulelerle desteklenip iki dış surla çevrelenmiştir. Surlar yaklaşık 200 m. uzunluğunda 200 m. kalınlığında olup ana kaya üzerinde Akropol'ü çevrelemektedir. Akropol'ün doğusunda yarımadaya hakim Gözetleme Kulesi ve merkezinde megaron planlı Yönetici Binası (Bey Evi) bulunmaktadır.
Akropol'ün yüksek tepelerinden başlayıp Konacık'ın alçak tepelerine kadar devam eden nekropolis alanları, Leleglerin inançları hakkında önemli bilgiler vermektedir.
Bodrum'un merkezine oldukça yakın bir mesafede yer alan ve yönlendirme levhaları ile kolaylıkla bulunabilen Pedasa Antik Kenti özellikle trekking severler için oldukça güzel ve uzun bir yürüyüş parkuruna sahip. Pedasa ziyaretinizde alana aracınızla girişinize izin verilmediğinden yapacağınız uzun yolculuk için iyi bir yürüyüş ayakkabısı giymenizi tavsiye ediyoruz. Kentin kurulduğu bölge 1. derece arkeolojik sit alanı ve habitatı son derece zengin. Yürüyüşünüz esnasında çeşitli yaban hayvanları ve sürülerini otlatan çobanların sohbetiyle karşılaşmanız da mümkün.
Pedasa Antik Kenti, gerek özgün tarihi dokusu, gerek bu dokuya eşlik eden yürüyüş parkurlarıyla kültür turizminin parlayan yıldızı konumunda.
Her yıl mayıs ayı başında organize edilen “Uluslararası Pedasa Festivali” ise Antik kentin eteklerinde gerçekleştirilmektedir.